Ramazan ayında çoğu kişi vücudun yeterli besin alamayacağını ve bu şekilde spor yapmanın mümkün olmayacağını düşündüğünden Ramazan ayı boyunca spora ara vermektedir. Dolayısıyla vücudun metabolizma hızı düşmektedir. Üstüne iftarda ve sahurda aşırı besin tüketimiyle özellikle tatlı ve karbonhidratlara yüklenilmesi, vücutta yağ oranı arttırmakta ve kaslarımız eski gücünü koruyamamaktadır.
Ramazan ve bayram tatili ile birlikte spordan uzak kaldığımız süre 40 günü bulmaktadır. Bunların hepsini topladığımızda spora ara verdiğimiz bu süre bizi 3-4 ay geri atmaktadır. Bu aradan sonra tekrar aynı disiplinle spora başlayabilmekte yaşadığımız zorlukta cabasıdır!
Halbuki Ramazan ayındaki bu zorluğu lehimize çevirebiliriz. Oruç tutmaktaki amaç kişinin iradesini, sabrını ve disiplinini daha da güçlendirmek değil midir? O zaman sporu bırakmak ve dengesiz beslenmek yerine söyle bir yol izleyebiliriz;
İftar sonrası kan şekerinin yükselmesi kilo almanıza neden olacaktır. Ayrıca oruç tutmak su ve mineral kaybına yol açacağından ağır sporlar yerine, yürüyüş,yüzme, pilates, yoga gibi daha hafif sporlar tercih edilmelidir. Fitness programımızı üçte bir oranında hafifletilmiş şekilde de yapabiliriz. Ramazanda spor için en ideal saat, iftardan 1-1,5 saat öncesi olabilir. İftardan önce vakit ayıramayanlar ise iftardan en az 1 saat geçtikten sonra yürüyüş yapabilirler.İlk 10 gün, 20 ila 30 dakika arasında, daha sonra ise 40 ila 50 dakika arasında tempolu yürünebilir. Bunun dışında hafif koşular yapılabilir ve bisiklete binilebilir.
Tavsiyemiz, sporun ardından da tekrar hafif şeyler yenmesi. Öğünlerin bölünmesi, hem spor yaparken olası olumsuzlukların önüne geçer hem de sahuru da düşünürsek metabolizma ve sindirim sistemi açısından daha idealdir. Oruç tutanlar, çok yağ ve su kaybedecekleri ağır sporlardan kesinlikle kaçınmalıdır.
Böylece Ramazan süresince hem sağlıklı hem de formda kalabilirsiniz.
Hayırlı Ramazanlar.